Hem Kişisel Hem de Ticari Marka Olunur mu?

Benzersiz ve özgün bir marka oluşturmak her işletme için çok önemlidir. Güçlü bir marka kimliği, müşterilerin kim olduğunuzu, ne yaptığınızı ve bunu neden yaptığınızı anlamalarına yardımcı olur.

Ancak birçok işletme sahibi, ticari markasını kişisel markalarıyla karıştırır. Ve bunları birlikte yürütmek bazıları için işe yararken çoğu kişi için çok da uygun olmayacaktır. Kişisel markanızı ticari markanızdan ayırmak hem işinizi güçlendirir hem de bireysel özerklik ve profesyonel büyüme sağlar.

Kişisel markanızı ticari markanızdan ayrı geliştirmek için birkaç neden sayalım:

1. İşinizin ötesinde büyüme özgürlüğüne sahip olacaksınız: Birçok girişimci belli bir uzmanlık seviyesinden sonra bir kitap yazar, konuşmacı olur veya yeni bir eğitim başlatabilir. Kişisel profesyonel markanız, bu tür işleri paylaşmak ve tanıtmak için mükemmel bir platformdur ve aynı zamanda işletmenizi de beslemek için idealdir.
2. İş markanızı daha iyi bileyebilirsiniz: Kişisel ilgi alanlarınızı şirketinizin ana amacından ayırmak, işinizin markasını daha odaklı ve amaçlı olmasını sağlayarak güçlendirmenize olanak sağlar.
3. Markanızı büyüme için optimize edebilirsiniz: Başlangıçta kendi işinizmiş gibi görünse bile, işin içine bir ekip girdikten sonra artık ticari markanız siz ön planda olmadan da ayakta kalsın istersiniz. Bu noktada öne çıkarak parlayacağınız yer kişisel markanız olacak ve kişisel başarınız, işinizin başarısına bağlı olmamış olacak.
4. Siz ticari işinizden daha fazlasısınız: İşverenler, müşteriler ve ortaklar genellikle kim olduğunuza dair daha detaylı ve açık bilgiler almak isterler. Hangi fikirleri savunuyorsunuz? Başka hangi meslek gruplarında yetenekleriniz var? Kim olduğunuzu hangi yaratıcı işler veya ilgi alanları tamamlar?

Nedenleri konusunda kafanızda bir şeyler netleştiyse, şimdi bunu nasıl yapacağınız konusunda biraz konuşalım:

Kişisel Profesyonel Markanızı Yaratmak

Kişisel profesyonel markanızı doğru oluşturulmuş bir Linkedin profili kurarak başlatabilirsiniz. Linkedin profilleri işletmenizin veya şirketinizin ötesine geçen, mesleğiniz ile ilgili bir çevrimiçi kimliktir.

 “Kişisel profesyonel bir marka” yaratarak aynı zamanda web sitenizde ve sosyal medyanızda savunduğunuz fikirleri, parçası olduğunuz projeleri ve hatta bazen gününüzün bir kısmını veya yakın zamanda ailenizle yaptığınız bir geziden fotoğrafları paylaşabilirsiniz. Ama bunu elbette amaçlarınıza ve profesyonel kimliğinize de uygun bir şekilde yapmalısınız. Haftanın beş gününü mesleğiniz ile ilgili paylaşımlar yaparak geçiriyorsanız, iki gününü sosyal yaşamınıza ayırabilirsiniz.

Kişisel profesyonel marka, en net haliyle kişiliğiniz hakkında bir fikir veren kariyer başarıları ve kişisel gerçeklerin bir karışımıdır.

Bir Web Sitesi Oluşturun

Kişisel profesyonel markanız için her zaman adınızsoyadınız.com alan adını sahiplenmenizi öneriyorum. Ticari web sitenize ek olarak kendi kişisel web sitenizi düzenli bir şekilde sürdürmek, potansiyel müşterilere uzmanlığınızı göstermek için en cezbedici platform olacaktır.

Sosyal Medyada Görünür Olun

Küçük bir işletme sahibi olarak ve beni de takip ettiğinizi düşünerek J muhtemelen sosyal medyanın işletmeniz için gücünü biliyorsunuzdur. Ama bu noktada hem işiniz hem de kişisel hesabınız için platformlarınızı yönetme konusunda stresli olduğunuzu da biliyorum.

Kendinizi aslında şu konuda strese sokuyorsunuz: Nasıl hepsine yetişeceğim!

İyi haber şu ki her sosyal platformda olmak zorunda değilsiniz. Aksine işiniz, ürününüz, kitleniz en çok hangi platformda aktif olmayı gerektiriyorsa orada kendinizi en iyi şekilde görünür kılmalısınız.

Sadece fikirleri ile bilinir olmak isteyen insanlar için bu platformlar Twitter ve Linkedin olabilir, çünkü içerik çıkarmak hızlı ve kolaydır. Görsel odaklı iş yapanlar için de  Instagram iyi bir platformdur. Yaratıcılık gerektiren bir alandaysanız örneğin grafik tasarım veya fotoğrafçılık, Instagram’da hem görsel işlerinizi hem de açıklamalar ile fikirlerinizi rahatlıkla paylaşabilirsiniz.

LinkedIn’den bahsetmişken değeri herkesçe bilinmeyen bu platform hakkında kısa bir not düşmek isterim. Birçok kişi profil başlığında varsayılan olarak “Şirket Sahibi” olsa da, unvanınıza kim olduğunuz ve hangi konularda en iyi olduğunuzla ilgili birkaç tanımlayıcı eklemeniz gerekir. Bu şekilde, birisi bir konuda uzman veya eğitmen arıyorsa ve profilinize denk gelirse, işinizin dışında kim olduğunuzu ve hangi alanlarda uzmanlaştığınızı da kolaylıkla anlayacaktır.

Düşünce Lideri Olun

Blog yazıları yazmak, Youtube veya podcast’lerde aktif rol almak gibi uzmanlığınızı paylaşmak, hem işletmeniz hem de kişisel profesyonel markanız için görünürlük elde etmenin harika yollarıdır. Yazılı ve görsel medyanın içerisinde kişisel olarak iyi bir yer edindikten sonra (bunun için en az 1 sene çabalamalısınız) işletmenizden de rahatlıkla söz edebilirsiniz. Bu sayede sizin fikirlerinizi önemseyen kitle işletmenizden de güvenle alışveriş yapmaya çekinmeyecektir.

Kişiliğinizi Parlatın

Kişisel markaların en güzel taraflarından bir tanesi insanların sizinle kolaylıkla konuşabileceklerini düşünmeleri ve sizinle aynı ortak noktalara sahip olduklarını görerek daha kolay bağ kurabilmeleridir. Bu nedenle, kişisel profesyonel markanızı geliştirirken, kişilik özellerinizi de ön plana koymaktan ve onları parlatmaktan çekinmeyin! Paten kaymayı mı seviyorsunuz? Şahane bir Harry Potter koleksiyonuna mı sahipsiniz? Yapmaktan en keyif aldığınız şey her gün sahilde kahve içmek mi?

Size keyif veren hobiler, ticari markanızda elbette yer almamalı, ancak kişisel profesyonel markanız için hiç şüphesiz iyi bir algı unsuru olacaklardır. 

Çünkü sizi siz yapan aslında rutindeki alışkanlıklarınızdır ve markalaşmanın da temelinde bu yatar. Siz hobilerinizi de kişisel markanızda sergileyerek sizinle aynı zevk ve hobilere sahip insanlarla daha kolay bağ kurabilirsiniz. İşin özü; yalnızca kişisel ya da yalnızca ticari marka olmak yerine her ikisini de doğru şekilde kurmak ve ilerletmek size daha fazla fayda sağlayacaktır.