Son aylarda hayatımıza giren yeni ve ilginç bir fenomen var: Çıtır kadayıflı, yemyeşil fıstıklı ve göz kamaştırıcı Dubai çikolatası.
Bu çikolata, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sosyal medyada yarattığı büyük etkiyle de dikkat çekiyor. Adeta bir trend haline gelen bu tatlı, kısa sürede birçok kişinin rüyalarını süslemeye başladı ve insanların sosyal medya hesaplarında paylaşım yapmak için sıraya girdiği bir fenomen haline geldi.
Belki de “Hadi gidip yerinde tadayım, Dubai’de tatlı bir kaçamak yapayım, bu özel çikolatayı kendim deneyimleyeyim” dediniz. Efsanevi alışveriş merkezlerinin ve gökdelenlerin arasında gezerken aklınızda tek bir şey var: O göz kamaştırıcı, kadayıfla kaplanmış, renkli gıda boyalarıyla süslenmiş ve Instagram paylaşımlarında parıldayan Dubai çikolatası. Almak, denemek istedini ama o da ne: YOK 🙂
Son günlerde gördüğümüz tek şey şu: Bu çikolata, hem lezzetli bir tat sunuyor hem de estetik açıdan büyük bir tatmin sağlıyor. Tüm bu özellikleriyle Dubai çikolatası, lüks ve tatlı kaçamakların simgesi haline geldi.
Instagram’da her gün en az üç kez karşınıza çıkıyor ve her seferinde “Ben de istiyorum!” diye iç çekiyorsunuz hadi itiraf edin 🙂
Üstelik sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda rengi, dokusu ve gösterişli süslemeleriyle de sizi büyülüyor. Bu çikolata, sosyal medyanın cazibesiyle birleşerek herkesin ulaşmak istediği bir tatlıya dönüştü.
Peki, bu çikolata nasıl oldu da bir anda sosyal medyanın gözdesi haline geldi ve basit bir tatlı olmanın ötesine geçerek adeta bir statü sembolüne dönüştü?
Neden bu kadar insan bu çikolatayı denemek ve paylaşmak için can atıyor?
Bu soruların cevabı, bu tatlının ardındaki stratejilerde ve sosyal medyanın etkisinde gizli.
Tatlı Bir Krizden Doğan Marka
Her büyük buluşun arkasında bir kriz ya da bir hikaye vardır derler, değil mi?
Bu hikayede de durum farklı değil. Dubai çikolatasının hikayesi, Sarah Hamouda adında bir annenin Dubai’de hamileliği sırasında aşerdiği o mükemmel çikolatayı bulamamasıyla başlıyor.
Aradığını bulamayınca ne yapmış?
Kolları sıvamış ve kendi çikolatasını yapmaya karar vermiş. Ancak bu sıradan bir “Ben de yaparım” hikayesi değil.
Sarah, Fix Dessert Chocolatier adıyla bir marka yarattı ve hem damaklara hem de gözlere hitap eden bu çikolatalarla yepyeni bir tat çılgınlığı başlattı.
Fix Dessert markası, tatlı severlere benzersiz bir deneyim sunma hedefiyle yola çıktı. Sarah Hamouda, bu tatlıyı yaratırken sadece kendi aşermesini tatmin etmekle kalmadı, aynı zamanda geleneksel tatlarla modern dokunuşları birleştirerek herkesin ilgisini çekecek bir ürün ortaya koydu. Bu hikaye, sosyal medya kullanıcılarının duygusal bağ kurmasını sağladı ve çikolatanın popülerliğini artıran önemli bir faktör haline geldi.
Sosyal Medya Çağında Çikolata Üretmek
Fix Dessert çikolataları, Dubai’de sessiz sakin tanınırken birdenbire TikTok ve Instagram’da patlama yaptı.
Peki, neden?
Çünkü bu çikolatalar, sosyal medya dünyasının altın kuralına uyuyordu: hem lezzetli hem de fotojenik.
Şöyle düşünün; kadayıf, fıstık, çikolata ve üzerine bir tutam renkli gıda boyasıyla yapılmış süslemeler…
Instagram filtresine gerek kalmadan parıldayan, şık bir çikolata… Bu çarpıcı görsellikle TikTok videolarında ve Instagram gönderilerinde “anında izlenme ve beğeni” garantili!
Bu sayede kısa sürede dünya çapında tanındı.
Dubai çikolatasının bu kadar popüler olmasının ardında viral pazarlama stratejileri yatıyor.
Sosyal medyada öne çıkmak için ürünlerin çekici görünmesi çok önemlidir. Dubai çikolatası da parlak yeşil fıstıkları, çıtır kadayıfı ve renkli süslemeleriyle adeta “Beni paylaş!” diyen bir görsel şölen sunuyor.
Bu sayede Instagram filtrelerine gerek kalmadan, tatlının kendisi paylaşılabilir içerik haline geliyor. Görselliğin yanı sıra, ürünün sunduğu deneyim de kullanıcıları cezbediyor. Herkes, bu tatlıyı denediği anı sosyal medya hesaplarında paylaşmak ve bu tatlı deneyiminin bir parçası olduğunu göstermek istiyor.
Ürünün benzersiz hikayesi de onu özel kılan bir diğer etken. Geleneksel Orta Doğu tatlarını modern bir çikolatayla birleştiren bu tatlı, hem yerel kültüre bir övgü hem de yenilikçi bir lezzet olarak dikkatleri üzerine çekiyor.
Geleneksel kadayıf ve fıstık gibi malzemelerin modern bir çikolata ile harmanlanması, hem yerel tatları koruma hem de onları farklı bir boyuta taşıma amacını taşıyor. Bu kültürel birleşim, Dubai çikolatasını diğer tatlılardan ayırarak ona özel bir kimlik kazandırıyor.
“Ben de Yaparım!” Tayfasından Çikolata Hareketi
Dubai çikolatasının başarısının ardındaki bir diğer etken de kullanıcıların katkısı. Sosyal medya kullanıcıları, bu çikolatayı sadece tüketmekle kalmayıp, aynı zamanda evde yapma denemelerini ve tadım anlarını da paylaşıyorlar. Çünkü kolay kolay her yerde bulunmuyor. Marketler de bulunanlar da muhtemelen olağanüstü uyduruk 🙂
”Evde Dubai çikolatası yaptım!” diyerek tariflerini paylaşan kullanıcılar, denemeler yaparak adeta bir çikolata hareketi başlattılar.
Bu noktada, bir pazarlamacının kalbinin pır pır etmemesi mümkün değil 🙂 çünkü bu kullanıcılar aslında markanın gönüllü elçilerine dönüştüler. Her paylaşılan deneme videosu, markanın organik olarak daha fazla kişiye ulaşmasına katkıda bulundu. Böylece çikolatanın etrafında bir topluluk, adeta bir “kült” oluştu.
Bu tür kullanıcı katkıları, çikolatanın sosyal medya görünürlüğünü organik olarak artırdı. Kullanıcılar, kendi deneyimlerini paylaşarak markanın gönüllü elçileri haline geldiler. Her paylaşılan video veya fotoğraf, yeni bir kullanıcıya ulaşarak çikolatanın tanınırlığını artırdı ve bu tatlının dünya çapında bir fenomen haline gelmesini sağladı. Kullanıcıların yarattığı bu içerikler, markanın pazarlama maliyetlerini düşürürken, popülerliği artıran en büyük etkenlerden biri oldu.
Az Bulunanın Değeri
Ben de bu yıl Mayıs ayında Dubai’ye gitmişken o meşhur çikolatayı denemek istedim. Hani şu “Artık ben de sosyal medya fenomeni oldum!” diyebilmek için 😀
Ancak işin garibi, Dubai sokaklarında dolaşırken o çikolatadan eser yoktu. Araştırdım ve sadece online siparişle eve teslim edildiğini öğrendim. İlk başta “Yani, Instagram’da bu kadar parlayan bir şeyin dükkânı bile mi yok?” diye düşündüm. Ancak sonra anladım ki bu da bir pazarlama taktiği.
Sınırlı erişim, bir ürünü daha cazip hale getirir. Klasik “az bulunurluk” stratejisi: “Az bulunan değerlidir.”
Dubai çikolatasının da yaptığı tam olarak bu. Sosyal medyada herkesin konuştuğu bir ürün, ancak her köşe başında bulamıyorsunuz. Bu da onu daha özel, daha ulaşılmaz ve dolayısıyla daha arzu edilen bir hale getiriyor. Kim istemez ki “Bakın, ben o çikolatayı buldum ve yedim!” diyebilmeyi?
Sosyal medya platformlarında bu tür nadir ve sınırlı erişime sahip ürünler, insanların ilgisini daha çok çekiyor. Bu çikolatanın sadece belirli bir şekilde erişilebilir olması, onu bir statü sembolü haline getiriyor. İnsanlar, bu çikolatayı denemenin ve sosyal medyada paylaşmanın kendilerine bir prestij kattığını düşünüyorlar. Bu sınırlı erişim stratejisi, ürünün popülerliğinin sürdürülmesi ve talebin canlı tutulması açısından önemli bir rol oynuyor.
Türkiye’de Dubai Çikolatası yapan mekanların önünde kuyruk olmasının sebebi harika çikolatalar yapmasından kaynaklı değildi elbette 🙂
Mesele tamamen “ben de bu trendde varım, ben de denedim” iç güdüsü..
Ürünün Markayı Aşması
Fix Dessert markası, başta bu çikolatanın tanınmasında önemli rol oynasa da, çikolatanın kendisi o kadar ikonik hale geldi ki, markanın adı bilinmeden bile tanınıyor. Çikolatanın renkli süslemeleri ve çıtır kadayıfı, onu sosyal medyada tanınır kıldı.
Bu da gösteriyor ki, ürün yeterince farklı ve çekiciyse, insanlar onu marka logosu olmadan bile paylaşmaya devam eder. Ürünün kendisinin bir marka haline gelmesi, pazarlamada çok nadir rastlanan bir durumdur ve bu da Dubai çikolatasının başarısını daha da pekiştiriyor.
Çikolatanın çıtır kadayıfla kaplı yapısı ve parlak renkli süslemeleri, onu sosyal medyada kolayca tanınır hale getirdi. İnsanlar bu tatlıyı gördüklerinde markayı bilmese bile onu tanıyabiliyorlar. Bu da ürünü benzersiz kılan ve markadan bağımsız bir fenomen haline getiren önemli bir etken. Sosyal medyada yayılan görseller, çikolatanın estetik yapısının ve ikonik görüntüsünün bir marka gibi tanınmasını sağladı.
Bu Tatlı Trendin Sürmesi İçin Ne Yapılmalı?
Dubai çikolatası şu an sosyal medyanın zirvesinde olabilir ancak bu popülerliğin sürmeye devam etmesi için yenilik şart. Yeni tatlar, farklı sunumlar veya sınırlı üretim serileri gibi stratejik hamleler yapılabilir. Markanın kendi web sitesinde her ne kadar farklı çikolatalar olsa da hala hiçbiri bu yeşil kadayıflı sultanın önüne geçebilmiş değil 🙂
Bir diğer strateji ise, belirli dönemlerde özel kampanyalar ve sınırlı üretim serileri sunmak olabilir. Örneğin, tatil dönemlerinde veya özel günlerde piyasaya sürülen özel çikolatalar, kullanıcıların ilgisini yeniden çekebilir. Bu tür yenilikler, hem mevcut müşterilerin ilgisini canlı tutar hem de yeni müşterilerin dikkatini çeker. Ayrıca, çikolatanın hikayesini daha fazla kişiye ulaştırmak ve bu hikayeyi etkin bir şekilde anlatmak, markanın sürdürülebilir başarısı için önemlidir.
Fiziksel mağaza konsepti de oldukça önemli bir rol oynayabilir. Ancak bu mağazaların klasik bir tatlı dükkânı olmaktan öteye geçmesi gerekiyor. İnsanların çikolatayı deneyimleyebileceği, kendi çikolatalarını süsleyebileceği ve hatta bu sürecin bir parçası olabileceği interaktif alanlar yaratmak, müşteri deneyimini üst seviyeye taşıyabilir. Hatırlayın, Magnum bu konsepti uygulamıştı.
Bu tür deneyimler, hem ürüne olan ilgiyi artırır hem de sosyal medyada paylaşılabilir içerikler oluşturarak çikolatanın tanınırlığını sürdürür.
Sosyal Medyanın Tatlı Çılgınlığı
Dubai çikolatası, sosyal medyanın ve kullanıcı deneyiminin gücüyle bir tatlı krizinden doğan marka başarısını gösteriyor. Görsel çekicilik, benzersiz hikaye ve kullanıcı katkısıyla bir ürünün nasıl viral hale gelebileceğini ders gibi sunuyor. Bu tatlı, sadece bir lezzet olarak kalmıyor; aynı zamanda sosyal medya dünyasında bir statü sembolü ve popülerlik göstergesi haline geliyor. İnsanlar bu çikolatayı sadece tatmakla kalmıyor, aynı zamanda bu deneyimi paylaşarak bu tatlı trendin bir parçası olmayı arzu ediyorlar.
Dubai çikolatası, sosyal medyanın dönüştürücü etkisini ve kullanıcıların ürünleri nasıl sahiplenebileceğini gösteren güçlü bir örnek. Kim bilir, belki siz de bu çikolatayı deneyip kendi sosyal medya hikayenizi yaratarak bu tatlı trendin bir parçası olursunuz 🙂
Her paylaşım, bu tatlının hikayesini biraz daha ileri taşıyor ve onu daha da popüler hale getiriyor. Sosyal medyanın tatlı çılgınlığı, bu çikolatanın etrafında bir kült oluşturmuş durumda ve bu kült, her geçen gün büyümeye devam ediyor.
Şimdilik ekranlardan izlemeye devam ama…
Belki ileride Dubai’ye bir uçuş daha yapıp yerinde denemek nasip olur. 🙂
Siz ne durumdasınız?
Yiyenlerden misiniz?
Yemeyi düşünenlerden mi?
Yoksa “Ne işim olur yahu” diyenlerden mi? 🙂
Son Yazılar:
- Mesleki Becerilere Sahip Kişiler Kendini Nasıl Dijitalde Markalaştırıp, Pazarlamalı?
- Pazarlamada Empatiyi Kullanarak Müşterilerle Gerçek Bağ Kurmak
- 2024’ün Kelimesi Seçildi: “Beyin Çürümesi” Peki Bundan Ne Sonuç Çıkarmalıyız?
- Nintendo’dan İlham Alalım: Kişisel Markalar İçin Yenilikçi Olmak ve Strateji Geliştirme
Seda hanım Dubai çikolatasına bakım açım resme değişti bu yazıdan sonra 😅. Yemedim yemeyi de düşünmüyorum çünkü bir cikolataya içinde altın bile olsa o kadar para vermeyi musriflik olarak görüyorum 🙃. Ama tadını da merak etmiyor değilim 🤭.
O kadar çok gördük ve okuduk ki bir de ben yazayım dedim, bakış açınıza katkı olduysam ne mutlu bana 😀
Ve evet müsriflik noktasında katılıyorum. Zaten “viral” ürünlerin de olayı bu; bedeline katlanarak o akıma uyma çabasına giriliyor. Bizim gibi popüler olma merakında olmayanlar gereksiz görürken, akımı bir ucundan tutmak isteyenler feda ediyorlar 😀
Merak konusunda da en iyisini siz bence evde yaparsınız tertemiz yersiniz, zaten malum fıstıkla ilgili çıkan haberler sonrası en iyi seçenek de bu 🙂