Yapamıyor musun? Yapmak mı İstemiyorsun?
Bunu öğrenmek için kendinize sadece 5 DAKİKA verin.
Hepimiz içerik üretirken bazen tıkanırız. Bu tıkanıklık, bazen gerçekten yapamadığımız için, bazen de aslında yapmak istemediğimiz için olur. Ancak bu iki durum arasında farkı anlamak, hem işimizi hem de kişisel hayatımızı daha iyi yönetebilmemiz için oldukça önemlidir. İçinde bulunduğumuz durumu doğru değerlendirebilmek, üretkenliğimizi yeniden kazanmak için atacağımız adımları belirler.
Yapamıyor Musun?
Öncelikle “yapamamak” dediğimiz duruma bakalım. Bir şeyi yapamamak, genellikle o konuda yeterince bilgi sahibi olmamak, deneyim eksikliği ya da teknik bir sorundan kaynaklanır. Mesela, yazmak istediğiniz konuda yeterince bilgiye sahip olmadığınızı düşünebilir ya da kullandığınız bir araçta zorlanabilirsiniz. Bu durumlarda çözüm, öğrenmeye ve gelişmeye odaklanmaktır.
Bir örnek vereyim. İlk kez blog yazısı yazmaya çalıştığım zamanı hatırlıyorum. Konuyu çok sevsem de yeterince bilgi sahibi olmadığımı düşündüğüm için yazıya bir türlü başlayamıyordum. Bu beni oldukça durgunlaştırdı, sanki her şeyi yanlış yapıyormuşum gibi hissettim. Ama sonra oturup konu hakkında araştırma yapmaya başladım, farklı kaynaklardan bilgi topladım ve yavaş yavaş cesaretim yerine geldi. Yazı yazmak, bir anda kolaylaştı çünkü artık bilgi eksikliği hissetmiyordum.
Bu süreçte öğrendiğim en önemli şeylerden biri, bilgi eksikliğini gidermek için zaman ayırmanın önemiydi. Eğer bir konuda yeterli bilgiye sahip değilseniz, bu sizi ilerlemekten alıkoyabilir. Ancak bilgi edinmek ve bu konuda sabırlı olmak, yapamama hissini ortadan kaldırabilir. Mesela, yeni bir projeye başlamadan önce o konu hakkında en az bir saat araştırma yapmayı bir alışkanlık haline getirdim. Bu, sadece bana güven vermekle kalmıyor, aynı zamanda nasıl ilerleyeceğim konusunda da net bir plan oluşturmama yardımcı oluyor. Bu süreç, yapamama hissinin büyük ölçüde ortadan kalkmasına yardımcı oluyor.
Yapmak mı İstemiyorsun?
Diğer yandan, “yapmak istememek” daha farklı bir durumdur. Bu, genellikle motivasyon eksikliği, ilgi kaybı, yaşamımızda karşılaştığımız zorluklar ya da içsel bir dirençten kaynaklanır. Belki de artık o işi yapmak sizi heyecanlandırmıyordur ya da bu iş sizin için anlamını yitirmiştir. Bu durumda ne yapmalıyız?
Bir dönem sürekli sosyal medya içerikleri üretmem gerektiği bir süreç yaşadım. Başlarda bu işten çok keyif alıyordum; fikirler havada uçuşuyor, içerikler birbiri ardına geliyordu. Ancak zamanla bu içeriklerin beni sıkmaya başladığını fark ettim. Her gün aynı türde içerikler üretmek beni monotonluğa sürüklüyordu ve motivasyonumu kaybettim. Kendime şu soruları sormaya başladım: Gerçekten bu içerikleri üretmek istiyor muyum? Bu içerikler bana ve başkalarına nasıl fayda sağlıyor? Şu an bunu yapmak istemiyorsam, başka ne yapmayı tercih ederim? Bu soruların yanıtları, beni farklı içerik türlerine yönlendirdi ve yeniden heyecan duymaya başladım.
Bu süreçte anladım ki, bazen durup kendimize gerçekten ne yapmak istediğimizi sormak gerekiyor. Bu soruları sormadan devam etmek, bizi sadece daha fazla strese sokabilir. Kendinizi motive edecek yeni yollar bulmak, üretkenliğinizi artırmanın anahtarı olabilir.
5 Dakika Kuralı İle Üretkenliğinizi Yeniden Kazanabilirsiniz.
Peki, bu iki durum arasında kaldığınızda ne yapmalısınız? Benim bu ikilemi çözmek için sıklıkla kullandığım bir yöntem var: 5 Dakika Kuralı. Bu kural, bir işe başlayıp başlayamayacağınızdan ya da yapmak isteyip istemediğinizden emin olamadığınızda devreye giriyor.
Bu yöntemi nasıl uyguluyorum? Bir işe başlamadan önce, sadece 5 dakika boyunca o işe odaklanıyorum. Bu kısa süre, işin aslında düşündüğüm kadar zor olmadığını fark etmeme yardımcı oluyor. Eğer 5 dakika sonunda hala o işi yapmak istemiyorsam, başka bir şey yapmaya geçiyorum. Ama çoğu zaman, 5 dakika yetiyor ve işe devam etmek için gereken motivasyonu buluyorum.
Bir gün yorgundum ve blog yazısı yazmak hiç içimden gelmiyordu. Ama yine de bilgisayarımın başına geçip 5 dakika boyunca yazmaya odaklandım. İlk birkaç cümleyi yazmak zor olsa da, o 5 dakikanın sonunda işin içine girdim ve yazı akmaya başladı. Bu basit ama etkili yöntem, hem çalışırken hem de içerik üretirken üretkenliğimi artırmamda bana çok yardımcı oldu. Ve bu sadece yazı yazarken değil, hemen hemen her alanda işe yarayan bir yöntem.
Neden 5 Dakika?
Neden 5 dakika derseniz, 5 dakika kısa ama odaklanmış bir zaman dilimi olduğu için zihnimizde “başarabilirim” hissi yaratır. Bu süre, aslında “başlamak” için yeterlidir. Genellikle zor olan, bir şeye başlamak ve onu devam ettirmektir. Ancak 5 dakika içinde başladığınızda, genellikle işin içine girer ve devam etmek istersiniz. Yani bu 5 dakika, hem zihinsel hem de duygusal olarak bir katalizör görevi görür.
Ben 5 Dakika kuralını uygulamayı, erteleme üzerine yaptığım psikolojik okumalar sırasında öğrendim.
Bu yaklaşım, bilişsel davranışçı terapi (CBT) tekniklerinden biri olan 5 Dakika Kuralı ile desteklenmektedir. Bu kurala göre, normalde kaçınacağınız bir şeyi yapma hedefi koyarsınız, ancak bunu yalnızca beş dakika boyunca yaparsınız. Beş dakikadan sonra, durmak isterseniz durabilirsiniz. Ancak, çoğu insan bir kez başladığında, devam etmenin daha kolay olduğunu fark eder ve genellikle görev tamamlanana kadar devam eder. Bu teknik, görevi daha az bunaltıcı ve daha yapılabilir hale getirir, böylece erteleme davranışı da azalır. Bu yöntem, üretkenliğinizi artırmanın ve başlangıçtaki ataleti yenmenin etkili bir yolu olarak kabul edilir (Kaynak: Cognitive Behavioral Therapy Los Angeles).
Kendi tecrübelerimden de öğrendiğim bir diğer şey ise, bu 5 dakikalık odaklanmanın büyük bir rahatlama sağlamasıdır. Çünkü işe başlamak her zaman en zor adımdır. Ama bir kez başladığınızda, işler genellikle kendiliğinden ilerler. 5 Dakika Kuralı sayesinde, bu süreci kolaylaştırabilir ve devam etme motivasyonunu artırabilirsiniz.
Basit Adımlarla Üretkenliği Yakalayabiliriz, Karmaşık Olmak Zorunda Değil!
İçerik üretme sürecinde karşınıza çıkan engelleri aşarken, bu tür basit ama etkili yaklaşımlar, sürecin keyfini çıkarmanıza ve daha bilinçli bir şekilde ilerlemenize yardımcı olabilir. “Yapamıyor musun, yoksa yapmak mı istemiyorsun?” sorusu, bu engelleri aşmanın ilk adımıdır. 5 Dakika Kuralı gibi yöntemler, üretkenliğinizi yeniden kazanmanıza ve motivasyonunuzu artırmanıza katkı sağlayabilir.
Eğer siz de zaman zaman bu ikilemle karşılaşıyorsanız, kendinize bir şans verin ve 5 dakika boyunca o işe odaklanın. Belki de o işi yapmanın aslında zor olmadığını ve yaparken keyif aldığınızı fark edeceksiniz. Eğer hala devam etmek istemiyorsanız, bu da size yeni yollar keşfetme fırsatı sunacaktır.
İçerik üretmek bir yolculuktur ve bu yolculukta her engel, sizi daha güçlü bir yaratıcı yapar.
5 Dakika Kuralını deneyin; bu basit adımın sizi ne kadar ileriye taşıyabileceğine şaşıracaksınız.
Son Yazılar:
- Mesleki Becerilere Sahip Kişiler Kendini Nasıl Dijitalde Markalaştırıp, Pazarlamalı?
- Pazarlamada Empatiyi Kullanarak Müşterilerle Gerçek Bağ Kurmak
- 2024’ün Kelimesi Seçildi: “Beyin Çürümesi” Peki Bundan Ne Sonuç Çıkarmalıyız?
- Nintendo’dan İlham Alalım: Kişisel Markalar İçin Yenilikçi Olmak ve Strateji Geliştirme